Türkiye uzunca bir zamandır Ortadoğu’daki devletlere uygulanan yıkım uygulamalarıyla karşı karşıya, devletin üniter yapısı üniter devlet anlayışı üzerinde adeta tepiniliyor.

Anayasa’nın 3. maddesinde üniter devlet tanımında “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
Birinci madde de Türkiye devletinin bir cumhuriyet olduğu tanımı belirtiliyor.

*
Numan Kurtulmuş’un 13 Ekim 2024’deki laf oyunlarıyla bölücü grupların ağzıyla yaptığı konuşmasında ; Devletin ülkesi olmaz, devletin milleti olmaz. Bu metin, ‘milletin gücü üzerine yükselen devlet anlayışı’ ile yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.” demişti.
O zamanki Devlet Bahçeli, Kurtulmuş’a sert sözlerle şöyle tepki göstererek : “Anayasa’nın ilk dört maddesini sulandırmak gizli saklı emellerin tezahürüdür. Buna izin veremeyiz! Mevkisi ne olursa olsun, hiç kimseye eyvallah edemeyiz! Anayasa’nın ilk dört maddesiyle meselesi olanın Türkiye Cumhuriyeti ile meselesi vardır ve bizim de onlarla görülecek hesabımız olacaktır” diye cevap vermişti.

*
Diyarbakır’da 15-16 Şubat’ta  aynı noktadan yürütülen bölünme çalışmalarına hizmet eden iki yapı çalıştay yaptı. Biri HÜDA-PAR’ın düzenlediği “kürt meselesine insani çözüm” çalıştayı toplantısı, diğeri de Hak İnisiyatifi derneği adlı bölücü grubun “kürt sorunu forumu” çalışmalarıydı. Ayrılıkçı bölücü yapıların bu çalışmalarına başka partilerden destek için katılan isimlerde dikkat çekiciydi. Eski Ak Parti milletvekilleri Mehmet Metiner, Sait Yüce, Abdurrahim Akdağ, Orhan Miroğlu; Eski Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Av. Muhammed Akar, Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, eski HDP Milletvekili Altan Tan katıldı.
*
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mehmet Uçum isim vermeden HÜDA-PAR çalıştayını referans alarak çalıştayı ihanet projesi olarak, emperyalistlerin Türkiye’yi bölme girişimi olarak tanımladı. Yasal olarak bu bölücü ayrılıkçı yapılarla ilgili hiçbir hukuki işlem elbette başlatılmadı. Eski örgütçü HDP’li daha sonra Ak Parti’ye geçen Mehmet Metiner Cumhurbaşkanı başdanışmanını sen ne anlarsın AK Partililikten diye fırçaladı.

Bu ayrılıkçı bölücü yapılar dağılmakta olan Osmanlı Devletini emperyalist devletlerin, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın gizli paylaşma anlaşmalarından biri olan Sovyetlerin dağılmasıyla Rusların gizli anlaşmaları ifşa etmesiyle ortaya çıkan, hiçbir zaman uygulanamayan Sykes-Picot Anlaşması’na göre güneydoğu Anadolu bölünmüş görünüyor bize de burda toprak vaat edildi toprak istiyoruz, biz devlet kuracağız diyorlar lafı açık açık buna getirirken düşüncelerini, emperyalizmle tarihte yapmış oldukları ihanetlerini de bir bakıma itiraf ediyorlar. Yine bu anlaşmada yer alan Irak ve Suriye’nin bulunduğu sınırlardan hak iddia ederek YPG-PYD ‘nin kurduğu özerk yapıyla birleşme ve ayrılık referandumuna taşınarak büyük Kürdistan hedefindeler.

*

Başka ne istiyorlar Mustafa Kemalin askerleriyiz diyen, ülkeyi savunan kimse kalmasın Kemalizmle mücadele, Türklük tanımının anayasadan çıkarılması. İngilizlerle işbirliği yapan milli mücadeleyi çıkardığı isyanlarla baltalamaya çalışan ve ihanetleri sonucunda asılan Şeyh Said’den Türkiye Cumhuriyeti devletinin özür dilemesini ve Şeyh Said’e iadeyi itibar verilmesini, tarih kitaplarından hain olduğunun kaldırılmasını yeni bir tarih yazılmasını ikinci resmi ana dilin kürtçe yapılmasını istediler. Seyit Rıza, İskilipli Atıf gibi hainlerden de devletin özür dilemesi isteniyor.
*
HÜDA-PAR başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Gaffar Okkan’ı şehit eden hapisteki teröristlere ve ailelerine yardım toplamak için “Mustazaf-Der” adında bir derneğin oluşumu içinde olan kişiydi. Daha sonra Diyarbakır 2. Asliye hukuk mahkemesi tarafından kapatılmasına karar verilen dernek, varlığına Hüda-Par olarak devam edeceğini açıklamıştı. Kapatılan dernek, Mustazaf Cemiyeti adı altında faaliyetlerine devam etmektedir.
HÜDA-PAR genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Türk Bayrağı ismi bana problemli geliyor, Hizbullah terör örgütü değildir diyen biri, parti programında eyalet sistemi, özerklik ve federasyon tartışılmalıdır” gibi ifadeler var.

*

Çalıştayda “Meselenin çözümü ancak ulus devlet paradigmasının ve ırkçı/kavmiyetçi bakışın terk edilmesiyle mümkün olabilir” fikri sunuldu. Bu da demek oluyor anayasadaki Türklüğe karşı bir tavır var.
Çalıştayın sonuç bildirisinde “kürtçe anayasal güvenceye kavuşturulmalı, kürtçe resmi 2. anadil olsun, anadilde eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu tanımlamasından vazgeçilmelidir” taleplerinde bulunuldu… Bir dahaki sefere kürtçe para basılsın denilecek duruma gelinir gibi görünüyor.
*
Toplantıda konuşulan konulara bakıldığında günümüz, Şeyh Said’leri, İskilipli Atıf’ları , Seyit Rıza’ları işte bu kurultaya katılan bölücü kafalardır…  Şu da çok açık ve net olarak gösteriyor ki o zamanki devlet anlayışının, bu işbirlikçi bölücülere karşı tasarrufunun ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha göstermiştir.
*
HÜDA-PAR’ın bu kadar ileri gitmesinin sebeplerinden biri, bölünme yolunu açan Devlet Bahçeli’nin, bebek katili Abdullah Öcalan’a af çağrısında bulunarak, TBMM’de konuşmasını istemesinin doğurduğu gelişmelerin gerisinde kalmamak olarak değerlendirebiliriz. Bahçeli elini kaldırdığı HÜDA-PAR yetkililerinin bu açıklamalarını dünya gözüyle görebilecek mi, göremeyecek mi, ne düşünecek, ne söyleyeceğini ilerleyen günlerde göreceğiz.