
Hayat kime ne zaman, ne yaşatır bilinmez. İnsan sınanmadığı imtihanın da ne getireceğini kestiremez
Zor hayatlar var. Daha zor hayatlar da var. Daha daha zor olanlarda. Güzel gün gördün mü ki dedirtecek hayatlarda. Bu konuda sınır yok.
İnsan daha zorunu yaşamadan, yaşadığı zorluğu en zor zanneder. Zor zannedileni de zor hazmeder. Sonra zaman geçer. Zorları daha zorlar geçer ve geçmiş acının sıcağı azalınca bu daha zormuş der. Bu düzen böyle devam eder…
Ben şimdi bu zorluklardan bahsetmeyeceğim. Bu zorluğa dayanmış başları taşıyacak omuzlardan bahsedeceğim.
Yaşadığı zorlukta yorgun düşmüş başlara soluk olacak omuzlardan bahsedeceğim.
Birinden duymuştum. Zulüm sadece elle, dille olmaz. İhtiyacı olanın yanında olmayınca, zorunda yanında durmayınca da zulmeden olursun demişti. İhtiyacı olana sırt çevimek te bir çeşit zulüm demişti. Ne kadar doğruydu. O yokluğun acısı, zulüm gibi yakmaz mı? Zor gününde insan, hep başını koyacak bir omuz aramaz mı? O keder sonuçlanmasa da hep anlatınca hafiflemez mi? Hele bir de anlaşılınca sanki bütün zorlukları aşacak kuvveti yükler bir anda sana.
Öyle hiç ajitasyon içeren cümleler kurmayacağım. Bazı konuların sert bir duruşu var çünkü. O zaman etkisi daha kolay sarıyor insanı.
İhtiyacı olana destek olmamak zulümse; bunu yapan zalimdir o zaman.
Kimse kusura bakmasın hatta isteyen baksın. Zalimlik sadece işkence, dayak, ya da başka acılarla olmuyor. Darda kalmış birine uzatacak elin varken o eli saklayarak ta zalim olmuş oluyorsun. Hem zulme göz yummuş hem de bizzat zulmeden olmuş oluyorsun.
Şimdi ben karıncayı bile incitmem diyen kardeşim düşün bakalım kaç ihtiyacı olanı yok saydın. Kaç gözü yaşlıya arkanı döndün. Ya da kaç feryada kulaklarını tıkadın.
Ee hani karıncayı incitmezdin ne oldu bu yok sayışlar.
Bir gönül kan ağlıyorsa, bir başın dik duracak takati kalmamışsa ve sen kendini zalim görmüyorsan o kanlı yaşı silecek, o başı tutacaksın. Çünkü senin farkın bu.
Öyle bahanelere sığınmakla, lafla sözle ilerleyen hallerde de olmaz bu işler. O başı taşıyacak omzu verir yiğitler.
Yani kahramanla zalim arasında bir omuz fark olabilir. Biri düşsün diye omuz atar. Diğeri o omzu kardeşinin dertli başına destek yapar.
Sen serveti, mevkiyi boş ver , bir yorgun başa omuz ol yeter.