Bu ülke neler gördü neler!
Her şeyin acısını, en derinini yaşadı!
Ama öyle bir dirence ve savunmaya sahip bir ülkeyiz ki; Allah’ın izni ve keremi ile hepsini tek tek, ağır ağır, hazmede hazmede bertaraf ettik.
Bu derin yapı öyle planlı ve sessiz hareket ediyor ki, her şey olup bittikten sonra haberiniz oluyor. Sinsi bir kanser gibi…
Çünkü ülkenin her kademesini, her önemli makamını sarmaşık gibi sarıp ele geçiriyorlar.
Dolayısı ile güç onlarda, makam onlarda, dayanışma onlarda; tarihi, dini, milli ve manevi değerleri karalama ve yeniden yapılandırma onlarda…
Sultan Abdülhamit Han Hz.lerine ‘’Kızıl Sultan’’ yaftasını atıp karalamak onlarda.
Rahmetli Adnan Menderes’in ülkesine, milli ve manevi değerlerine sahip çıktığını gördüklerinde yalan ve iftiralarla onu idama mahkûm edip ülkenin geleceğini karartmak onlarda…
Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın ‘’bundan sonra bu ülkenin tüm gelirleri yine bu ülkenin öz evlatlarının cebine akacak’’ diyerek kapital sermaye baronlarının tüm gelir kaynaklarını kesmesi sonucu anında talimat göndererek rahmetli Erbakan hocamızı alaşağı etmek onlarda…
Şimdi de yirmi dört yıllık iktidar süresi boyunca Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyen, mazlumun yanında durup zalime karşı set duran Sayın Cumhurbaşkanımızın peşindeler.
Son perdeyi İmamoğlu üzerinden oynamaya çalışıyorlar.
Şunu açık bir şekilde ifade edelim; İmamoğlu basite alınacak bir kişi değildir. Onun senaryosu yıllar önce yazılmıştır, bugünde rolünü oynamaktadır.
Bu toplumun milli ve manevi değerlerine uygun bir şekilde hazırlanan bu senaryoda; mektep hayatından tutun da okul hayatına, okul hayatından tutun da iş hayatına kadar, iş hayatından tutunda siyasi hayatına kadar hepsi planlı, programlı ve bilinçli atılmış adımlardır.
Samanyolu televizyonundaki yorumculuğundan nasıl CHP gibi sol bir partinin en tepesine kadar uzanan bir hayatı oldu dersiniz?
İmamoğlu’nun planlayıcıları Fetullah Gülen’in planlayıcıları ile aynıdır. Ve hala Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a rağmen bu ülkenin en kritik yerlerinde olmaya devam ediyorlar.
Sadece tek fark var; derinden ve sessiz bir şekilde ilerliyorlar. Vakti ve zamanı geldiğinde ortaya çıkacaklar ve hesap göreceklerdir.
Uyanık olmak zorundayız!
En önemlisi bu derin yapıya karşı kelle koltukta mücadele eden vatan evlatlarını yalnız bırakmamalıyız.
Lakin bu şekilde mağdur olan çok insanımız var.
Yalnız bırakılmayı bir tarafa bırakın; işinden, aşından, sağlığından ve ailesinden olanlar var.
Çünkü onlar planlı ve dayanışma içerisinde hareket ederken; bizim koltuk ve makam sevdalılarımız kendilerine bir halel gelmemesi adına ya sessiz kalıyorlar ya da suya sabuna dokunmayarak bu mücadeleye daha büyük zarar veriyorlar.
Millet olarak uyanık olmak zorundayız.
İmamoğlu gerçek yüzünü, yaptığı şu açıklama ile ortaya koymuştur; ‘’ 145 yıldır biz demokrasi için mücadele ediyoruz. 145 yıldır mücadele ettiğimiz bu süreçte elbette hatalar olacak, eksikler olacaktır.’’
Bu itiraf onların ağzından dökülen itiraflardır.
Demek ki mücadele ederken büyük hatalar ve eksikler oluştu ve planlar şaştı.
Sonra devreye daha evvel senaryolaştırılan ‘’ İmamoğlu’’ perdesi girdi.
Adamın diplomasına kadar her şey yapılmış, planlanmış.
Ama ne olursa olsun onunda karşısında yirmi dört yıl olduğu gibi her tuzağı bozan ve hesabını gören Recep Tayyip Erdoğan var. O bu oyunu yutmaz ve diğerlerinde olduğu gibi bu oyunu da bozar.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.