
Gün geçmesin ki ülkemizde yeni bir siyasi kaos ile karşılaşmayalım.
Kripto hücreler yargının aldığı her kararda ya dil değiştirip çirkinleşiyorlar ya da halkın sandık iradesine karşı çıkıp iktidarı eleştiriyorlar.
Son olarak TÜSİAD’ın yaptığı açıklamalar kuruluş amacından çok uzak ve kendisi ile alakalı olmayan çıkışlardan oluşmaktadır.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras konuşmasında da Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılması, 'tekelleşme' iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılan menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı eylemlerinden tutuklanması, HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanması ve ordudan ihraç edilen genç teğmenlere değindi.
"Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya'da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde."
Ve devam eden diğer eleştiriler mevcut.
Peki, TÜSİAD’ın misyonu nedir?
TÜSİAD, üyelerinin temsil ettiği kuruluşlar itibariyle Türkiye ekonomisinde üretim, katma değer, kayıtlı istihdam ve dış ticaret gibi alanlarda önemli temsil yeteneğine sahiptir.
Çalışmaları ile rekabetçi piyasa ekonomisi, sürdürülebilir kalkınma ve katılımcı demokrasi anlayışının benimsendiği bir toplumsal düzenin oluşmasına katkı sağlamayı amaçlar.
Görüldüğü gibi amaçları arasında Ömer Aras’ın yaptığı açıklamalarda olduğu gibi bir durum yok.
Hedef Türkiye ekonomisi değil!
Amaç, Türkiye ekonomisi üzerinden iktidara ve iktidarı destekleyenlere sopa göstermektir.
O zaman siz kime ve nereye hizmet ediyorsunuz?
Ben bu sorunun cevabını biliyorum ama onu burada açıklayamam.
Şunu açıkça belirtelim; Türkiye ekonomik, siyasi, askeri, sanayi ve uzay alanında güçlendikçe bu tür çatlaklar artacak, itirazlar çoğalacaktır.
Burada biz halk olarak uyanık olup, bu tür dış odaklara yalakalık kokan hareketleri anlayıp gaza gelmememiz lazım.
Türkiye güçlendikçe dış odaklar içerideki hainlerini aktif edecektir.
Eğer bu durumu anlayamazsak, onlarla bir olursak ülkemize ve siyasi iradeye zarar vermiş oluruz.
Eğer bizim iktidarımız güçlü olmazsa o zaman haksızlıklara karşı başkaldıramaz, onlarla mücadele edemeyiz.
Bugün Gazze’de yapılan insanlık kıyımına karşı sadece Türkiye’den ses gelmektedir.
Eğer ülke olarak, savunma sanayi olarak daha güçlü olsak bu sefer fiili olarak müdahale eder, ölümleri ve katliamları durdururduk.
Sonuç olarak iktidarın doğru yaptığı, her yönüyle güçlenmeye yönelik yapılan yatırımları desteklememiz gerekir.
Gördüğümüz eksikleri de usulü ile hatırlatmakta fayda vardır.
Sonuçta bu ülkeyi yönetenler de insan, doğal olarak hata yapmaları mümkündür.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.